Hayal Avcısı

Anlatacaklarımdan ziyade susacaklarıma fırsat verip, konuşacaklarına yer açtım. Mitlerde anlatılan, kıtaları birleştiren boğazın iki yakasının en dar olduğu zamanlar gibi su akmaz sıkılıktaki iki dudağının arasından sızacaklara büyük heyecanlar beslemekteyim. Hevesim kursağımda ha kaldı ha kalacak.

En sevmeli zamanlarda başrol ölür ya. Öyle bir öğrenilmiş çaresizlik içindeyim. Kavuşmaya ramak kala ikimizden birinin gideceği kesin, kalanın halet-i ruhiyesine ne olacağı bilinmeden de filmi kesip atacaklar.

Sahi dudakların aralanır gibi oldu. İçimdeki kalabalığı susturabilsem, belki beni sevdiğini duyardım dedim. Bunu yine içimden söyledim.

Dudakların kurudu, onları sanki konuşmaktan yorulmuşçasına dilinle ıslattın. İçinden çok şey geçiyor fakat doğru kelimeyle başlamayı beceremiyor gibiydin. Susacaklarıma fırsat verdim. Duyacaklarımın peşindeydim.

Hayal avcılığı zor işti. Dudaklarına sevmeli, özlemli cümleleri yerleştiriyor. Onların büyüyüp bana koşmasını bekliyordum. Dudakların sağır bense başarısız bir avcıydım.

Birlikte susalım mı?
Belki bir hayal oluruz.

Bir cevap yazın

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.