Yolları TV 8’de kesişen Volkan Akı ve Seray Sever, Ekim ayı başında ekrana gelmeye başlayan programları ve diğer projelerini MediaCat’le paylaştılar.
Ekosantrik nasıl gidiyor? İzleyicilerden gelen geri dönüşler nasıl?
Seray Sever: Henüz çok yeniyiz. Bir buçuk ay oldu. O yüzden izleyiciden ziyade konuklardan gelen dönüşler var. Güler yüzlü bir ekonomi programıyız. Bilgilendirme yaparken insanları sıkmıyoruz. Gelen konuklar mutlu ayrılıyorlar. İzleyici mailleri de olumlu.
İkiniz de farklı geçmişlerden geliyorsunuz. Bu programa nasıl yansıyor?
Volkan Akı: Yirmi küsur yıldır ekonomi basınının içindeyim, iletişim üzerine de çalışıyorum. O yüzden aslında ekonominin formatının biraz değiştirilmesi gerektiğinden yola çıkarak bu projeye tamam dedim. Amacımız ekonomiyi ciddi kalıbından çıkarıp izlenebilir bir hale getirmek.
SS: Ben de 1995, Boğaziçi Üniversitesi Ekonomi bölümü mezunuyum. Ama bugüne kadar hep televizyonculuk yaptım. Son iki yıldır da kendi kurduğum prodüksiyon şirketiyle, finans, ekonomi ve ticaretin içine daldım. Zaten bilgi sahibiydim. Üstüne bir de bu bilgilendirmeye dönünce daha da hoşuma gitti. Piyasayı daha yakından takip etmeye başladım. Volkan’ın da çok desteği oldu. Program başlamadan önce de bir ön çalışma yapıp, kendimizi güncelledik. Böyle bir program oluşturduk. Ekosantrik ekonominin merkezi dedik.
Volkan Bey’le sizin yolunuz nasıl kesişti?
SS: Bizi kanal buluşturdu. İlk başta TV8 bana geldiğinde çekindim aslında. Şimdi Seray bunu da mı deniyor diyecekler diye. Sonra pardon ama bunu en öncelikli deneyecek olanlardan biri sensin. Türkiye’nin en önemli üniversitelerinden birinden ekonomi bölümünü bitirmişsin neden yapmayacaksın dedim öyle karar verdim.
Siz Seray Sever’le böyle bir formatta yer alacağınızı duyunca ne düşündünüz?
VA: Ben ekonominin her alanında bulunduğum için, ekonomi haberciliğinden son yıllarda sıkılmıştım. İzlemekten ve takip etmekten. Daha farklı formatta bir şeyler yapılması gerektiğini düşünüyordum. Bu teklif bana geldiğinde Seray’ı tanımıyordum. Seray’la tanışana kadar aslında kesin kararımı vermemiştim. Tanıştık, güzel de bir elektriğimiz oluştu. O da önemliydi çünkü. Çok iyi bir şey yapalım dersiniz, ama iki kişi olunca elektrik tutmazsa ortak bir şey çıkmazsa ortaya iyi bir performans çıkmaz ortaya. Sonuçta televizyon ekonomi de yapsan bir show alanı, o yüzden o elektriğimizin tuttuğunu da hissettim ben azından. Ondan sonra evet dedim, birlikte yapmaya karar verdik. Seray’la bu projede yer almak hem enerji verici hem hoş oldu. İkimiz de pozitif insanlarız. Ama bir eğlence değil bu. Sadece ekonomi haberini izlenebilir kılmak amacıyla, olaylara biraz daha sıcak yaklaşıyoruz.
Programınızın formatı nasıl?
SS: Hafta içi her gün 12.30-13.00 arası, yarım saatlik çok keyifli bir program. Zaman su gibi akıp gidiyor. Çok tempolu gidiyoruz. Yarım saate sığdırılacak her şeyi sığdırıyoruz. Konuklarımız da sektörün önemli temsilcileri oluyor. Ekonomi sözlüğü bölümünde, sürekli kullanılan ekonomi terimlerinin ne anlama geldiğini öğretiyoruz. Yabancı dil konuşmuyoruz, ekonomiyi daha anlaşılır bir Türkçe’yle konuşuyoruz.
VA: Konuklarımıza rahat bir ortamda ekonomi haberlerini, sektörlerini, alanlarını anlattırmaya çalışıyoruz. Ayrıca, ekonomi sayfalarında yazan terimleri aslında çoğu kimse bilmiyor. Türkiye’de ekonomi, özellikle alanında uzman kişilere yazılıyormuş gibi yazılıyor. Aslında herkesin bir ekonomisi var. Biz bunu yaparken en dibe indirmiyoruz. Ekonomi terimlerini tabii ki kullanıyoruz ama yumuşatarak anlatıyoruz. Zaten ekonomi programlarının en büyük sorunu, izlenebilir olmaması. Onu aşmaya çalışıyoruz.
Halkı bilinçlendirmek gibi bir sosyal sorumluluk amacı güdüyor musunuz?
SS: Yok öyle bir amacımız yok. Klasik ekonomi programlarındaki bütün bilgilendirme bizim içimizde var. Bizim güleryüzlü olmamız ciddi olmadığımız anlamına gelmiyor. Hem bilgi veriyoruz hem de daha güler yüzle veriyoruz, anlaşılır dille veriyoruz. Zaten büyük iş adamları, sektörü takip edenler o dili çok iyi biliyorlar. Bilmeyenler de anlıyor, onlar da kendi takiplerini programdan yapıyorlar.
VA: Herkesi bilinçlendirelim diye bir amacımız yok. Eğitim programı yapmıyoruz. Bu bir ekonomi programı. Ama daha güler yüzlü, daha sempatik ve daha izlenebilir olmasını sağlamaya çalışıyoruz.
Volkan Bey, günlük gazete mi dergi mi, her gün program yapmak mı daha zor?
VA: Hepsinin ayrı ayrı zorlukları var. Aylık dergi yaparsanız, gündemi sürekli işleyen mecralardan farklı bir şey yapmanız lazım, haftalıkta da farklı şeylere odaklanmak daha özel şeyler yapmak zorundasınız ama gündemi de aynı zamanda takip etmek zorundasınız. Günlük gazeteler ve televizyon birer yarış. Zamanla yarışıyorsunuz. Haberi ön plana çıkarma yarışı yapıyorsunuz. Orada da bir haber yarışı var. Fakat tabii yazılı basında zorluklar daha fazla, çünkü televizyon ve internet yazılı basını çok fazla ön plana çıkıyor. Zamana karşı yarışta onlar bir adım önde oluyor. Yazılı basın daha da zorlaşmış durumda. Televizyonda ise sürat ve zaman çok önemli. Bizim burada yaptığımız programda hep bahsettiğimiz halka bilgi verirken onu seyredilebilir kılmak aslında televizyonculuğun da en zor şeyi. Bir yandan haberi ve bilgiyi vermek ve aynı zamanda onu izletmek. Ben habercilik tarafından bakıyorum, sadece magazin ve sinema değil onlar ayrı konular. Ama hepsinin keyifli yanları var. Tabii televizyonda ekrana çıkıyorsanız o anda yapıyorsunuz ve bitiyor. Aylıkta bir ay sürer, günlükte akşam 7’den 8’den sonra rahatlarsınız. Televizyonda eğer ekranda işiniz bittiyse daha rahat edebiliyorsunuz. Tabii bunun arkasındaki hazırlık da devam ediyor bir yandan.
Seray Hanım sizi bu zamana kadar dizilerde, program sunucusu olarak gördük, ekonomi eğitimi aldığınız biliniyordu ama bu yönünüz öne çıkmamıştı. Bunun için olgunlaşmayı mı beklediniz?
SS: Yok hiç aklıma gelmemişti böyle bir programda olmak. Candaş Tolga Işık’ın aklına geldi Posta Gazetesi yazarı, aynı zamanda TV8 İcra Kurulu Üyesi ve programcılarından, onun aklına geldi. Ben ikna olana kadar da bayağı bir vakit geçti. Çünkü ben yaptığım işi seviyorum. Oyunculuğu, sunuculuğu seviyorum. Ama bu da çok heyecan verdi. Bu sene mesela en heyecan duyduğum iş ekonomi programım. Geçen sene prodüksiyon şirketimdi. Bu sene hem prodüksiyon şirketi hem ekonomi programı. Sanıyorum biraz daha iş kadınlığına dönmemle çok doğru orantılı oldu bu ekonomi programı.
Prodüksiyon şirketini geçen sene Temmuz ayında kurdunuz?
SS: Evet geçen Temmuz’da kurdum. İlk işimiz de TurkMax’te sitcom “I Love Lucy” adaptasyonu. Amerika’da ilk sit-com’u başlatan bir efsanedir. Burada “Sen Harikasın” isminde adapte ettik. Haluk Özenç yazarımız, Bülent İşbilen yönetmenimiz. Demet Akbağ, Ragıp Savaş, Güven Kıraç, Ruhsar Gültekin başrollerde. Digiturk’te TurkMax’te haftaiçi her gün yayındayız.
Peki dizi oyunculuğu ve sinemaya devam edecek misiniz?
SS: Evet, ama biraz daha belli projelerle. Ekonomi programına zarar verecek bir rolü kabul edip oynamayı düşünmüyorum.
Bundan sonra sizi daha farklı nerelerde göreceğiz?
SS: Artık beni prodüktör olarak görme ihtimaliniz çok yüksek. Çünkü yapmak istediğim çok güzel projeler var. Ben aslında program yapmak üzere yola çıkmıştım ama ilk işimiz sit-com oldu. Bundan sonra da yine ağırlıklı olarak komedi dizileri prodüksiyonu ve televizyon programları prodüksiyonuna devam edecek. Ekranda da yine talk-showcu kadın tarzımın devam edeceği projeler olacak gece kuşağında olabilir. Hatta bu anlamda çok keyifli bir projem de var. Ve bu ekonomi programından da şimdilik keyif alıyorum.
VA: Ben de bir yandan medyanın dışında iletişim danışmanlığı konusunda da bir şeyler yapıyorum. Diğer taraftan da ekonomi tarafını bırakmamaya çalışıyorum. İletişim danışmanlığı yapıyorum büyük şirketlere. İletişim stratejilerinin oluşturulması konusunda yardımcı oluyorum. Tecrübemi biraz da o tarafta kullanmaya çalışıyorum. Bir yandan da program sayesinde medyadan uzaklaşmamaya çalışıyorum. Bizim yaptığımız programlar da bir iletişim işi. Her iki boyutuyla da bu işlerde tecrübe sahibi olan ender gazetecilerden biriyim. Bu açıdan da televizyon bana yeni bir ufuk açtı. Halkla iletişim kurma açısından yeni bir pencere açtı. Ben de ikisini bir arada sürdürmeye devam edeceğim.
Seray’la bu projede yer almak da hem enerji verici hem hoş oluyor.
SS: Biz bu programı daha da ilerletip, geliştirmeyi düşünüyoruz. Belki süresini arttırarak daha da değişik bir ekonomi programına da imza atabiliriz ilerde.
Röportaj: Ece Saçar
(Röportaj MediaCat Dergisi’nin Aralık 2009 sayısında yer almıştır.)