İstanbul Modern’de Siborglaştıramadıklarımızdan mısınız?

İstanbul Modern’den..

Türkiye’den 6, yurtdışından 19 sanatçının katılımıyla bu yıl üçüncüsü gerçekleşecek olan “Amber Sanat ve Teknoloji Festivali”, Yerebatan Sarnıcı ve Abut Efendi Konağı’nda 6-15 Kasım tarihlerinde iki sergi düzenliyor.

Sanat ve teknoloji alanında festival düzeyinde gerçekleştirilen ilk ve tek etkinlik olan Amberfestival, uluslararası sanat arenasının en güncel ürünlerini Türkiye’deki sanatçı ve izleyiciye sunarken, Türk sanatçıların işlerini dünyada görünür kılmayı ve uluslararası zeminde yeni işbirliklerine olanak sağlamayı hedefliyor.

7-8 Kasım tarihlerinde İstanbul Modern Sinema ile ortak gerçekleştirilecek konferans “Siborglaştıramadıklarımızdan mısınız?” sorusu ile 90’ların popüler konusunu gelişen ve yaygınlaşan teknolojinin ışığında yeniden gündeme getirerek, insan-teknoloji ilişkisini bütünsel bir algı içinde sorgulamayı amaçlıyor. Tema konuşmalarını Stelarc ve Chris Hables Gray’in yapacağı konferans çerçevesinde, bilim, teknoloji ve sanat kesişiminde geniş katılımlı bir tartışma platformu oluşturulacak. Bu kapsamda, İstanbul Modern Sinema işbirliğiyle, 6 Kasım Cuma günü dört siborg filmi gösterilecek.


Konferans komitesi:
Elif Ayiter, Selim Balcısoy, Dicle Kocacıoğlu, Meltem Ahıska, Ali Vahit Şahiner, Nafiz Akşehirlioğlu, Lanfranco Aceti, Murat Germen, Zeynep Gündüz, Ekmel Ertan, Bülent Somay, Tuna Erdem.

SIBORG FİLMLERİ

İstanbul Modern Sinema, Amber Sanat ve Teknoloji Festivali kapsamında dört siborg filmi sunuyor:

Demir Adam Tetsuo, 1989
Saat: 12.00
Yönetmen: Shinya Tsukamoto, 67’, Japonca, Siyah-Beyaz
Oyuncular: Tomorowo Taguchi, Kei Fujiwara, Nobu Kanaoka

Siborg filminden öte eşi benzeri bulunmayan bir yapım… Tetsuo, vücuduna metal parçalar sokan bir metal fetişistiyle onu öldüren genç bir memur arasında geçen biomekanik bir savaşın etrafında gelişiyor. Bu iki rakibin intikamları mutasyona uğrayarak metalik makineye dönüşür, sonra güçlerini birleştirip tüm dünyayı pasa çevirmek üzere yola koyulurlar. Siyah-beyaz tonlarda hareket eden bu film, gerçeküstü ama gerçekçi konusu, manik oyunculuğu, inanılmaz kamera açıları ve çiğ hardcore müziğiyle kaçık, romantik bir aşk hikâyesi belki de!

Appleseed, 1988
Saat: 13.30
Yönetmen: Kazuyoshi Katayama, 71’, Japonca, Renkli
Seslendirenler: Ai Kobayashi, Jûrôta Kosugi

Distopik bir gelecekte geçen ve 80’lerin Japon anime ürünlerinin en önemli temsilcilerinden biri. Hikâyedeki Olympus adlı kentte siborglar yaşamaktadır. Kenti kontrolü altına almaya çalışan teröristlere karşı biri siborg, diğeri insan olan iki polis harekete geçer. Büyük bir kargaşa ve felaketi önlemek için Olympus’taki barışı korumaya çalışırken, yaşadıkları toplumda kenti kontrol eden GAIA isimli bilgisayarın mı, yoksa teröristlerin mi doğru olduğunu sorgulamaya başlarlar. Şiddeti, argosu ve felsefi sorgulaması yerinde, aksiyonu sağlam bir manga!

Beyaz Cevher, 1982
Saat: 15.00
Yönetmen: Slava Tsukerman, 112’, İngilizce, Renkli
Oyuncular: Anne Carlisle, Paula E. Sheppard, Susan Doukas, Otto von Wernherr

Siberpunk filmlerinin sıradışı örneklerinden biri olan Beyaz Cevher’de punk-rock, bilimkurgu ve kara komedi tuhaf bir uyum içinde. Bir grup uzaylı eroin bulmak üzere Dünya’ya iner, New York’taki bir apartmana yerleşir. Burada androjen, uyuşturucu bağımlısı, punk bir fotomodel, Anne Carlisle yaşamaktadır. Rus göçmeni yönetmen Tsukerman’dan düşük bütçeli, bağımsız ve aykırı bir 80’ler filmi; Üçüncü Türden Yakınlaşmalar filminin “kafası iyi” versiyonu…

Batı Dünyası, 1973
Saat: 17.00
Yönetmen: Michael Crichton, 88’, İngilizce, Renkli
Oyuncular: Yul Brynner, Richard Benjamin, James Brolin, Norman Bartold

Film, zengin turistler için farklı fantastik dünyalarda maceralar sunan bir eğlence parkında geçmektedir. Buradaki görevliler robotlardır. “Vahşi Batı” macerasını seçen iki kafadarın parktaki ana bilgisayarın çökmesi sonucu başlarından geçenler anlatılıyor. Teknoloji, yaratanlarına karşı gelir, robotlar ayaklanır, insanlardan intikam almak ister. Yul Brynner’ı katil bir android tiplemesinde izleyeceğimiz film, bir yandan H. G. Wells’in uzaylıların dünyayı işgal edeceği kehanetini işlerken, diğer yandan izleyiciyi Jurassic Park, Terminator gibi filmlere götürüyor.

Bir cevap yazın

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.