Bo Sahne’de Levent Özdilek’le Aşk Şiirleri

Hayatımın bazı dönemlerinde o kadar çok oyun izliyorum ki, en fazla iki haftada bir kendimi tiyatroya atıyorum. Bazen de araya uzun zaman giriyor ve bir türlü fırsat bulamıyorum. Bu sefer bu gidememezlik zincirini uzun zamandır gitmek istesem de bir türlü fırsat bulamadığım Bo Sahne’de kırdım.

Aslında izlediğim bir tiyatro oyunu değildi. Levent Özdilek’le Aşk-ım bir müzikli gösteriydi. Ben de ilk gösterimine katıldım. Levent Özdilek her zamanki karizmatik sesiyle bize Mevlana’dan şiirler okudu, hikayeler anlattı. Cemil Türkocağı da müzikleriyle sahnedeydi.

Müziklerde doğaçlamadan kaynaklanan ufak tefek aksaklıklar olsa da; seçilen şiir ve öyküler, Hatice Gökçe tasarımı kıyafetiyle Levent Özdilek bizi o tasavvuf dünyasına hemen soktu. Kendimi üniversitede tasavvuf dersinde hissettim, içimden şiirleri yorumladım bir taraftan da. Ama bu seferki yorumlarım, aradan geçen on yıldaki tecrübelerimden ve kendi hayatımdan çıkardığım dersleri de Mevlana’nın dizeleriyle düşünmemdi. Etkilendim.

Bir sonraki gösteri 19 Şubat’ta.

Gelelim Bo Sahne’ye. Türkiye’deki bu huzursuz ortamda tiyatro ve sanat yapmaya devam eden insanlara saygım büyük. Bo Sahne de bu zor ortamda, sadece manevi değil aslında burada maddi zorluklardan da bahsetmesem hata olur, varlığını sürdürmeye çalışan özel sahnelerden biri. Bo Sahne hem birçok oyun üreten hem de birçok oyuna ev sahipliği yapıyor. Ayrıca burada atölyeler ve eğitimler de düzenleniyor. Her akşam farklı bir oyun sahneleniyor.

Geçtiğimiz günlerde kapanacağını bir maille öğrendiğim Mekan Artı gibi, başka tiyatroların kapanmaması için bir avuç insan da kalsak lütfen tiyatro izlemeye devam edelim. Hayatın bu sıkıcılığında biraz olsun nefes almak için tiyatrolara, konserlere gidelim.

Çünkü bence, sanat iyileştirir.

 

Bir cevap yazın

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.