The Gourmand

Beyoğlu sevgimi herkes bilir. Fırsat buldukça kendimi Taksim’e, Galata’ya atanlardanım. Değişik yerleri denemeyi sevsem de sürekli gittiğim mekanların keyfi de benim için çok önemli. The Gourmand’de benim için o keyifli mekanlardan biri.

The Gourmand Beyoğlu’nun gürültüsünden kaçmak isteyenler için Galata Kulesi’nin yakınınındaki Serdar-ı Ekrem Sokak’ta kendine harika bir köşe edinmiş. Konsept olarak gurme market kimliğini benimseyen mekan, özellikle Türkiye’de bulunmayan ürünler ile hazırladıkları menüsünü açık bir mutfakta hazırlamayı tercih ediyor.

Kapıdan girdiğinizde sizi 150 yıllık antik bir kuzine ile dekore edilmiş bir vitrin karşılıyor. Mini marketi geçtikten sonra hemen arka tarafta çok huzurlu bir kış bahçesine varıyorsunuz. Ve burada bir şeyler yemek gerçekten çok keyifli.

İlk ziyaretimde başlangıç olarak pembe limonatayı denemiştim. Fakat çileği sadece meyve olarak seven ve çilekli hiçbir şeyi sevmeyen bir insan olarak bu bana hitap etmedi. Diğer yandan ise pancar suyunu denediğimde bu farklı lezzeti sevdim.

Ardından, mekanının vazgeçilmezlerinden biri olan Cafe De Paris Soslu Izgara Bonfile Bun’u denedim. Özel bir tarifle hazırlanan ve buharda pişirilen ekmeğinin tadı kesinlikle damağınızda kalıyor. (Ziyaretlerimde de çoğunlukla tercihim bun ekmekli bonfile oluyor.:)

Denediğim diğer lezzetler ise, Truf&Parmesanlı Patates Kızartması, Chopped Salata, Tavuk&Mantarlı Fettucine  ve Taze Otlu Risotto oldu. Ev yapımı makarna konusunda da cidden başarılılar.

Ama sanırım The Gourmand’in esas yıldızları tatlı menüsünde. Çikolatalı tart ve ev yapımı Mini Snickers harika. Snickersi özellikle herkese tavsiye ediyorum. Gidip denenmesi gereken bir lezzet.

gourmand

Bir cevap yazın

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.