Bir Düşün İstedim

bil istedim
Hiçbir neden yokken bir anda hayatıma karışıyorsun ve düne kadar aşık olduğun kadınlara her şeyini verirken aşık olmadığın kadınların her şeyini alıyorsun. Sanki ortalık bir intikam oyunu. Sanki düne kadar yaşadığın acıların tamamının hıncını benden ondan şundan çıkartıyorsun.

Hayatının yolsuzluklarını hayatına giren hiçlere yüklüyor, onlara bedel ödetiyorsun. Bu bedel bazen ağır bazen hafif ama hiçbir zaman umrunda olmayan sınırların içerisinde gerçekleşiyor.

Kendimi hakikatli bir kendini kandırıcı olarak adleden ben, ben bile önünde saygıyla eğiliyorum. Dediği ile yaşadığı bu kadar birbirinden farklı olan senin, önce alnından sonra çenenden öpüyorum. Çünkü alnında bir aptal olduğun yazmıyor. Çenen ise en mükemmelinden bir sanatçı, çünkü o en tutarsız anlarda bile tutarlılığını sağlamak için çenesinden geleni yapıyor.

Neyse mevzumuz bu değil. Asıl mevzu aslında hiçbir şeyken çok şey olma arzun. Ne kadar reddetsen de elinin tersiyle itsende karşındaki kişinin hayatının merkezine oturup ağlamak en favori numaran.

Neden? Hayatında sevgilim diyeceğin kadınlar sadece “aşık” olduklarınsa sayet neden “aşık” olamadıklarının hayatına bu kadar giriyorsun? Neden aslında istemediğin halde bir hayat bağı kurup onları üzüyorsun? Neyin intikamı bu?

Neyse konumuz bu da değildi. Konumuz sokaklarda onlarca insan ölürken bizim kalbimizin sızısına takılmamız anlıyor musun? Kalbimiz sokaklardan daha büyük. Ve hal böyleyken küçük orospu çocuğu, bu yaptıkların insanlığa sığıyor mu?

Bir düşün istedim.

Bir cevap yazın

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.