Doğru zamanlarda, doğru insanlarla karşılaşmak çok önemli. Bazen hiç olmadık zamanlarda karşımıza çıkan insanlar ya da karşılaştığımız olaylar hayatımızın fırsatı olabiliyor. Ama biz bunu ya farkedemiyoruz ya da farkettiğimizde çok geç olabiliyor.
Bu sefer ben çok doğru bir zamanda, çok doğru bir yerde bulundum: ‘Aret Vartanyan’la Yaşam Atölyesi’nde’
Hem de tam da yeni başladığım bir işi bırakmanın hemen ertesinde…
Doğruyu söylemek gerekirse, sabah kalkıp workshop’a gitmeye bile üşenmiştim. Alıştığım, hayatımda hiçbir fark yaratmayacak sadece zaman kaybı olacak bir etkinlik diye düşündüm. Ama iyi ki gitmişim!
Mısır Apartmanı’ndaki atölyeye girdiğim anda, kafamda ne varsa hepsini bir kenara bıraktım ve sadece etrafımdaki beni saran pozitif enerjiye odaklandım. Ve Aret Vartanyan ile geçirdiğimiz iki saatten uzun süre boyunca ‘Aa, evet evet!’, ‘Aynen öyle’ dedim durdum içimden, kendimce de bir sürü notlar aldım.
Aret’in söylediği sözler o kadar samimi ve gerçekti ki… Sonra bu notlardan bir yazı yazarım diye planladım aslında, hatta Aret’le ufak bir söyleşi de yaptım. Peki sonra n’oldu? Notlarımı kaybettim. Günlerce her yerde aradım, bulamadım. Sonunda notlardan bağımsız ne kaldıysa aklımda onları yazayım dedim ve oturdum bu yazıyı yazdım. Umarım anlatmak istediklerimi anlatabilirim okuyan herkese.
En kısa haliyle rahatlıkla şöyle diyebilirim: ‘Etrafımız her konu hakkında ahkam kesen, yaşantımıza karışan insanlarla dolmuşken; Aret Vartanyan ve Yaşam Atölyesi bu ortamda nefes alacak bir vaha gibi geldi.’ Neden mi? Çünkü orada çoktan unutmaya başladığımız samimiyeti hissettim. Aret Vartanyan’ın yapmacık değil, gerçekten samimi olduğunu gördüm. Adam gerçek arkadaşlar ve oradaki bütün ekip de öyle.
Hayatımda en önem verdiğim şeylerden biri kişiye dokunmak olduğundan, tensel bir temastan bahsetmiyorum, burada herkese dokunulduğunu ve oradan çıktıktan sonra insanların başka insanların hayatlarına dokunarak bir şeyler değiştirebileceğinin farkettim.
Aslında buraya gelirken kafamda cevaplanmayı bekleyen birçok soru vardı. Hayatımda bir şeyleri değiştirmem gerektiğini biliyor, fakat adım atma konusunda tedirgin davranıyordum. 30 yaşıma geldiğimde her şey farklı olacak diye düşünürken hiçbir şeyin değişmediğini aksine çevremdekilerin başarı kriterlerine göre başarısız olduğumu bile düşünmeye başlamıştım. Her ne kadar kendi hayatımda istediğim gibi yaşamaya çalışıp, istemediğim yerleri terkedip, istemediğim işlerde çalışmasam, kafama göre davransam da tek tip kalıplara, başarı kriterlerine, her şeyi sosyal medyada göstermeye alıştığımız dünyada sıkışıp kaldığım noktalar oluyordu.
Kendimizi tanımadan, çevrenin kurallarıyla bir yaşam inşaa etmeye çalıştıkça hepimiz mutsuz oluyoruz aslında. Başkalarının düşüncelerini tahmin etmeye çalışıyor, insanların bizi biz olduğumuz için sevmelerine izin bile vermiyoruz bir sürü maskeler takıyoruz, her şeyi kişisel algılıyoruz ve en önemlisi kalıplara takılarak mutsuzlaşıyoruz. Bir yanda hayallerimiz, yapmak istediklerimiz, diğer yanda ise koşullarımız, korkularımız varken, acaba şu anda hayal ettiğimiz, yaşamak istediğimiz hayatı yaşayabiliyor muyuz? Yoksa sadece günleri mi geçiriyoruz? Yaşamımızda bir şeyleri değiştirmek için neyi bekliyoruz? Hepimiz bu sorularda boğulmadık mı?
İşte atölyede Aret farklı bir şeyler yaparak mutlu olabilmekten bahsediyordu. Klasik başarı kriterlerine hapsolmadan, basit şeylerle… Yaşam, yaşayarak öğrenilir diyordu. Hayatı sen gibi yaşarsan, gerçek olursan, sahtelikten uzak kalırsan değerli olur diyordu…
Hep mutlu olmak zorunda değiliz, mutsuzluğu da haksızlığı da yaşamalıyız, hepsi insani duygular; önemli olan geleceğe taşımamak diyordu…
Kendimizi bilmeden, tanımadan, içeriyi halletmeden dışarıda bir şey bulamayız diyordu…
Bence bu kilit noktaydı. Dışarıyı halletmeye çalıştıkça daha da dibe çekilen biz yeni jenerasyon insanları kendi içimize gereken önemi vermiyoruz ki. Önce bir kendimizi silkememiz lazım. Ben o gün kendimi bu yola sokmaya karar verdim.
Aret’in açtığı çakralarımı, birkaç gün sonra Yaşam Atölyesi’nin bir diğer ortağı olan Zuhal Gürçimen ile görüşerek daha da parlattım. Kişisel dönüşüm programının bir parçası olmak istedim.
Bundan sonra yaşamımda beni yavaşlatan ne varsa onlardan kurtulmak için bir yol beni bekliyor. O yolda karşılaştığım zorlukları, yaşadıklarımı, dönüşümlerimi de sizinle paylaşmayı planlıyorum. Umarım ben de bu sayede birilerine olumlu yönde etki ederim.
Bu arada Yaşam Atölyesi’nin yeni sınıfları başlıyor. Detaylı bilgi ve birebir görüşme için http://www.yasamatolyesi.com/on-gorusme-formu-41-2-5.html adresini ziyaret edebilirsiniz.
“Aret Vartanyan’la Yaşam Atölyesi” için bir yorum