Yaşlanıyorum. Otuzlarıma yaklaşırken, klasik depresyon belirtileri kapının arkasından kendilerini zaman zaman göstermeye başladılar bile.
Mesela artık yeni insanlar tanımak zorlaşıyor. Her gün bir sürü kişiyle tanışsam da, aslında hepsi kuru birer kalabalıktan öte gitmiyor. Yüzeysel arkadaşlıklar kuruyorum… Bazen aralarından kendime yakın olanları çekip, çıkartıyor ve hayatımdaki güzel şeylerin yanına koyuyorum. Bu bile çoğunlukla sanal kalıyor, paylaştıkları güzellikleri, yaşayışlarını uzaktan takip edip, kendi hayatıma bir yerden iliştirmeyi başaramıyorum.
İçimi açmak, yeni birine kendimi anlatmak çok zor geliyor. Üşeniyorum ilişkilere… Zaten neredeyse hepsi de yüzeysel değil mi ya artık? Bırakıyorum, uğraşmıyorum. Hepimiz bencilleşmedik mi?
Bazen, birisi farklıymış gibi geliyor. Açıyorsun kendini. Yepyeniymiş gibi geliyor yeniden her şey. Türlü heyecanlar, sürekli bir plan yapmalar, anlamsız gülümsemeler falan… Diyorsun ki dünya ne güzelmiş!
Bir iki görüşüyorsun, gözünün içine bakıyorsun, bir şişe şarabı deviriyorsun, tatlı tatlı sohbetler falan. Yanındayken, normalde hiç gözünü ayırmadığın telefonuna bile bakmıyorsun. O da bakmıyor zaten. Bazen bakıyorsun bir mesaj gelmiş, görüyorsun da başka bir kızdan, ama sallamıyor. Ne çok mesaj atıyor diyor. Sen de inanmak istiyorsun ya mutluluk oyununa, senin yanında olduğuna inanıyorsun. Sonra bir ay geçiyor mesela, başkasıyla nişanlandığını görüyorsun. Hem de instagram hesabından paylaşıyor fotoğraflarını.
Ya da sana yemekler yapıp, gitarlar çalarak kendine âşık eden adam, kendisiyle kalması için bıraktığın boşluklarda seni birden fazla kişiyle aldatabiliyor. Bir anda kendini adamın sevgilileri listesinde bulabiliyorsun. Sonra toparlanma sureci sıkıntılı… Kimseye güvenememe bıdıları falan.
Tam bunların hepsine son verip, hayatına devam etme kararı alıyorsun ama hayatındaki kararsızlıkları çözemeyen biri çıkıyor bu sefer de karşına… Gidiyor bir de, kendini farklı biriymiş gibi tanıtıyor. Sonra gidiyor, -sanki sen bu şehirde yaşamıyorsun-, sevgililer nerelerde fotoğraf çekilir bilmiyormuşsun gibi senin görüşmek istediğin günlerde saçma bahaneler bulup, bir anda saçma sapan hashtag’lerle fotoğraflar paylaşıyor. Kendince aşkını ve ne kadar keyifli olduğunu ilan ediyor falan.
Herkesin bir yedeği var artık ne de olsa. Birini garantileyene kadar birden fazla kişiyle görüşmek çok moda. Çünkü ortada aşk yok ki zaten, sadece ‘takılıyoruz’. Karşımızdakinin hislerini hiç hesaba katmadan…
Dedim ya benciliz hepimiz diye. Yeter ki kendimizi güvenceye alalım. Sırtımızı yaslayacağımız biri olsun.
Umarım ki, sırtımızı yasladıklarımız da bizi yarı yolda bırakmasın.
latin amerika’ya bekliyorum seni:)
İskandinavya’yı tercih ederim 🙂