Anket bölümüne hız kesmeden devam ediyorum. Kendime şaşırıyorum:)
Bu hafta ikinci konuğum güzeller güzeli StyleBoom . Sosyal medya sayesinde başlayan arkadaşlığımız 1,5 sene önceki bir Fashion Night Out sayesinde gerçek hayata taşındı. Tam anlamıyla çok hoşsohbet ve içten biri. Moda blog’u yazma işini en ciddiye alan arkadaşlarımdan. Ben mesela onun yaptığı özel çekimlere bayılıyorum. Aslında en çok da kullandığı dil hoşuma gidiyor. Modadan çok anlamayan, sadece moda blogger’i arkadaşlarımı takip ederek bir şeyler öğrenmeye çalışan ve edebiyat okumuş, yazmakla kafayı bozmuş biri olarak Boom’cuğumun dili çok keyifli. Aşağıdaki cevaplarda siz de bunu farkedeceksiniz. 🙂
Sabah ritüeliniz?
Hemen pencereden gökyüzüne bakmak, güneşliyse keyiflenip kapalıysa homurdanmak; kocimi öpmek, radyoyu açıp twittera ve bloggera sarılmak, kahvaltı, yüz bakımı, hızlı ev toplamaca, iş:)
Dinlemekten bıkmadığınız albüm?
Pearl Jam Ten ve Red Hot Chili Peppers Blood Sugar Baby Sex Magic; Megadeth Countdown to Extinction; Smashing Pumpkins Mellon Collie and The Infinite Sadness.
Okumaktan bıkmadığınız kitap?
Başucumda her zaman Hüseyin Rahmi’den bir şeyler durur, Şıpsevdi ve Kuyruklu Yıldız Altında Bir İzdivaç en sevdiklerim, herhangi bir sayfayı açar okur deli gibi gülerim. Küçük Prens’i ve Tolkien’in her bir kitabını bin kez okuyabilirim.
Hayatınızda en gurur duyduğunuz an?
Her bir öğrencimin mezuniyet töreninde diplomayı alır almaz uzaktan bana gülüp selamladığı an.
Üniversitede bu dünyayı değiştireceğim diye icabında meydanda bağırıp çağırdığım, icabında trene atlayıp eğitim parklarında gönüllü öğretmenlik yaptığım zamanlar.
Hayatınızdaki en unutulmaz an?
Evlenme teklifim:)
Bir gün (o zamanlar galiba lise1’deydim) yaylada amcamın Kartal marka arabasını çalıp bir büyükbaş sürüsünü kızdırdığım için peşime düştükleri o “an” 🙂
Bugüne kadar aldığınız en iyi tavsiye?
Panik yapma:)
Yaşam mottonuz?
Imagine!
Bir de “I’m Too Pretty To Work” bana çok sempatik geliyor.
Seyahat etmekten en zevk aldığınız yer?
Yurtdışında dilini kesinlikle anlamayacağım yerler, yurtiçinde Bozcaadam ve çok sessiz, çok izole, çok keşfedilmemiş yerler.
Şehir içinde kaçamak noktalarınız?
Karaköy, Moda, Bebek.
Başka bir iş yapsaydınız ne olurdu?
Yönetmen olmak çok isterdim ya da uzayla ilgili bir şeyler yapmak, mesela bir astrofizikçi olmak.
Gün içerisinde en çok konuştuğunuz kişi?
Eşim. Bir de Twitter’ım:)
En son neye heyecanlandınız?
Doktora jürimde heyecan tavandı.
Bu kadar sıkıcı olmasın dersen son off-road maceramda heyecanlandım, doğumgünümde hediye paketlerimi açarken heyecanlandm.
En son ne için ağladınız?
Şunca yıllık şöförüm, hem de tevazu göstermeyeceğim çok iyi şöförüm ve ilk kez geçen hafta cep tel ile konuşmaktan trafik cezası yedim, polis memurlarını ikna edemedim. Çok dokundu, arabayı kenara çektim oturdum ağladım, bari adam gibi bi şeyden ceza yeseydim diye:))
Saçmalamadan bir şeye ağla dersen doktoranın bitişi sürecinde Ağustos-Kasım arasında sinirlerim o kadar bozuktu ki Sylvester Tweety’yi yedi diye bile ağladım.
Sizin hakkınızda bilmediğimiz bir şey?
İçim dışım bir:p Bir sürü şey var aslında.
Üniversitedeyken Ankara’da bir rock grubunda hem de bu sesle solisttim 3 aycık, sanırım bunu hiç paylaşmadım:)
Dungeon Masterim.
Elf dilini biliyorum. Darth Maul gibi çift taraflı ışın kılıcım var.
Kısa hikayeler yazıyorum. Kısacası bilimkurgusal tarafım sanırım pek bilinmiyor:)
Kendime not: Bu sayfa Boom’cuumla beraber çekildiğimiz bir fotoğrafla güncellenecek:)
yehuuuu, beni konuk ettigin icin tesekkurler ececimm, hemen foto:)
benim için zevkti canım benim:)
ay bayıldım bu ankete:) Boom hakkında hiç duymadığımız ama beni çok güldüren şeyler öğrendim:)(bknz:Sylvester Tweety’yi yedi diye bile ağladım)
Elinize sağlık.