İstanbul Modern Sinema’da, 3-18 Aralık tarihleri arasında “Aki ve Kati” adlı programla Fin sinemasının en güçlü yönetmenlerinden Aki Kaurismäki’nin oyuncu Kati Outinen ile birlikte çalıştığı dokuz filmi gösteriliyor.
Ünlü yönetmen ve oyuncunun birlikteliği, 1986 yapımı Cennetteki Gölgeler’le başlayıp, 2003 Oscarı’na aday olan, Cannes’da Jüri Özel Ödülü’nü kazanan ve Kati Outinen’e “En İyi Kadın Oyuncu” ödülü getiren Geçmişi Olmayan Adam’la sürüyor ve yine bu yıl Cannes’da “Sinema Eleştirmenleri Birliği Ödülü”nü kazanan ve Finlandiya’nın 2012 Oscar adayı olan Umut Limanı’na kadar geliyor.
Program ise şu şekilde:
3 Aralık Cumartesi
13.00 Eşarbına İyi Bak, Tatiana
15.00 Umut Limanı
4 Aralık Pazar
13.00 Hamlet İş Dünyasında
15.00 Umut Limanı
17.00 Sürüklenen Bulutlar
8 Aralık Perşembe
13.00 Juha
15.00 Geçmişi Olmayan Adam
17.00 Alacakaranlıktaki Işıklar
19.00 Kibritçi Kız
11 Aralık Pazar
13.00 Cennetteki Gölgeler
15.00 Kibritçi Kız
17.00 Sürüklenen Bulutlar
15 Aralık Perşembe
13.00 Hamlet İş Dünyasında
15.00 Eşarbına İyi Bak, Tatiana
17.00 Sürüklenen Bulutlar
19.00 Cennetteki Gölgeler
17 Aralık Cumartesi
13.00 Juha
15.00 Aki Kaurismaki Kısaları
17.00 Alacakaranlıktaki Işıklar
18 Aralık Pazar
13.00 Kibritçi Kız
15.00 Geçmişi Olmayan Adam
17.00 Aki Kaurismaki Kısaları
Cennetteki Gölgeler (Varjoja paratiisissa), 1986
35mm, Renkli, 76’
Kaurismäki’nin proletarya üçlemesinin ilk filmi, Helsinki’nin işçi sınıfı mahallesinde geçiyor. Bir çöp kamyonu şoförü ile markette çalışan bir kızın aşk hikayesini anlatan film, tipik bir “kaybeden” karakter üzerinden zor ekonomik şartlarda dürüst biçimde para kazananların trajedisini yansıtıyor. Ancak bu modern toplum eleştirisi sırasında ironik bakışını da kaybetmiyor. Gerçekçi öyküsü, duygusal etki yaratan kendine ait temposu ve renkleriyle Cennetteki Gölgeler çok dokunaklı bir aşk öyküsü.
Hamlet İş Dünyasında (Hamlet liikemaailmassa), 1987
35mm, Siyah/Beyaz, 86’
Hamlet İş Dünyasında, Shakespeare’in Hamlet’ini, Helsinki sanayi bölgesine taşıyor. Karakterlerin bir şirket iktidarı için giriştikleri savaşı anlatan film alaycı bir satranç oyunu gibi ilerliyor. Kaurismäki, Hamlet oyununa kendi yorumunu katarken işin içine biraz absürtlük ve en önemlisi rock’n roll ekliyor. Timo Salminen’in siyah-beyaz kamerası da karışıma biraz kara film katıyor. Filmin oyundan bir diğer farkı da Hamlet’in bir kader tutsağı değil, şirket savaşında üvey babasına karşı savaşan aktif bir hissedar olarak boy göstermesi.
Kibritçi Kız (Tulitikkutehtaan tyttö), 1990
35mm, Renkli, 68’
Proletarya üçlemesine dahil olan Kibritçi Kız, minimal komedisiyle en çarpıcı Kaurismäki filmlerinden biri. Filmde Kati Outinen, aşk ve dostluk arayışı ailesi ya da açgözlü kötü erkekler tarafından engellenen sarışın, donuk yüzlü ve mağdur durumdaki bir fabrika işçisi olan Iiris’i canlandırıyor. Iiris günün birinde devrim yapmaya karar vererek fare zehirini aldığı gibi intikam yolculuğuna çıkıyor. Kibritçi Kız, ifadesiz oyunculuğu, hareketsiz kamerası ve geometrik sahneleriyle Kaurismäki’nin sevdiği bir alttür olan, sosyal sömürünün ve adaletsizliğin yol açtığı suç filmlerine iyi bir örnek.
Sürüklenen Bulutlar (Kauas Pilvet Karkaavat), 1996
35mm, Renkli, 96’
Kaurismäki’nin Finlandiya üçlemesinin ilk filmi olan Sürüklenen Bulutlar, kapitalizmin hızlı çarklarına takılan Ilona ve Lauri isimli evli bir çiftin hüzünlü hikayesini anlatıyor. Tramvay şoförü olan Lauri işini kaybeder, çünkü insanlar artık daha çok araba kullanıyordur. Ilona ise şef garson olarak yıllardır çalıştığı restoranın büyük bir restoran zincirine satılmasıyla işinden kovulur. Kaurismäki filmlerinin “kişisel olan politiktir” tezi, bu filmde birliktelik özlemine ve soğuk fonksiyonel binalarıyla tüketimi besleyen modern kente küskünlüğe yaslanıyor.
Eşarbına İyi Bak, Tatiana! (Pidä huivista kiinni, Tatjana), 1994
35mm, Siyah Beyaz, 60’
Edebiyattaki novellanın sinemasal karşılığı olan bu eğlenceli yol filminde Valto ve Reino hayatlarındaki en büyük değer olan votka ve kahvenin peşinden yola çıkarlar. Ancak hayalleri otostop çeken Rus Klaudia ve Estonyalı Tatiana yüzünden suya düşer. Bu iki kadın ana karakterlerimizle ilgilense de iki kafadar konuşmak yerine votka şişelerine bakmayı tercih ederler. Bu komedide dört kişi bir arabada sessizce seyahat edecek ve bir otelde masum bir gece geçireceklerdir. Kaurismäki, Fin kültürünü taşlarken psikolojik mekan yaratma konusundaki ustalığını ve siyah beyaz sinemaya olan sevgisini gözler önüne seriyor.
Juha,1999
35mm, Siyah Beyaz, 78’
Finli yazar Juhani Aho’nun 1911 tarihli romanından uyarlanan film, şehirli bir adam uğruna duyarsız bir çiftçi olan kocası Juha’dan kaçan ancak şehirli adam tarafından bir geneleve hapsedilen bir kadının hikayesini anlatıyor. Finlandiya’nın zengin kentleri ile fakir kırsal bölgeleri arasındaki sınırda yaşayan insanları hassas bir gözle izleyen film, yeni bir sessiz film türü ortaya koyuyor: 20. Yüzyılın bu son sessiz filminde, sessiz sinema adeta bir evrim geçiriyor. Kaurismäki bu kez ara başlıklar, melodramatik ifadeler ve büyüleyici bir soundtrack eşliğinde, masumiyetin çürüdüğünü anlatıyor.
Geçmişi Olmayan Adam (Mies Vailla Menneisyyttä), 2002
35mm, Renkli, 97’
Finlandiya üçlemesinin ikinci filminde, Kaurismäki’nin karizmatik oyuncularından Markku Peltola’yı başrolde izliyoruz. Oscar’a aday olan ve Cannes’da Jüri Büyük Ödülü’nü kazanan Geçmişi Olmayan Adam, Kati Outinen’e de “En İyi Kadın Oyuncu” ödülü getirmişti. Saldırı sonucu belleğini yitiren bir adamın evsizler tarafından tekrar hayata döndürülmesini işleyen film, limanda yaşayan evsizlerin kurdukları renkli mikrodünyada geçiyor. Kaurismäki’nin şiirsel harikalar dünyasında gezinen film hiç yaşanmamış ve hiç yaşanmayacak olan bir döneme dair bir kesit sunuyor. Sefilleri oynayan kahramanları, az diyaloglu ve muzip mizahıyla dokunaklı olduğu kadar eğlenceli bir film!
Alacakaranlıktaki Işıklar (Laitakaupungin Valot), 2006
35mm, Renkli, 78’
Finlandiya üçlemesinin son filmi 1950’lerin kara filmine gönderme yapıyor. Film, hayalet şehir gibi gözüken Helsinki’de adı sürekli unutulan güvenlik görevlisi Koistinen karakterinin etrafında gelişiyor. Adamımız, mimiksiz yüzü ve her an büyük bir felaketi bekler haliyle tek başına takılırken karşısına bir femme fatale çıkınca kendini bir soygun tezgahının içinde buluyor. Toplumun kıyısında yaşayan kahramanlarına kendine özgü bir mizah anlayışıyla yaklaşırken trajik ile absürt arasında şaşırtıcı bir denge kuran yönetmen, filminin Finlandiya’nın Oscar adayı olmasını boykot etmişti.
Umut Limanı (Le Havre), 2011
35mm, Renkli, 93’
Eski yazar ve tanınmış bohem Marcel Marx, kendini emekliye ayırmış, liman kenti Le Havre’da ayakkabı boyacılığı yaparak halka hizmet etmektedir. Edebi bir başyapıt yaratma hevesini geride bırakmış, en sevdiği bar, işi ve eşi Arletty ile mutlu mesut hayatını sürdürürken kader karşısına Afrika’dan, daha reşit bile olmamış bir kaçak göçmeni çıkartır. Eşi Arletty de hastalanıp yataklara düşünce Marcel, insanların duyarsızlığına karşı iyimserlik silahını kullanmaya yeltenir, fakat “Batı Devleti” tüm mekanizmalarıyla kaçak oğlanın peşindedir. Marcel’e düşen, ayakkabılarını parlatıp dişlerini göstermektir. Kaurismäki’nin liman kentlerinde yaşam üzerine yapacağı üçlemenin ilk bölümü olan Umut Limanı, Cannes’da “Sinema Eleştirmenleri Birliği Ödülü”nü kazandı ve Finlandiya’nın 2012 Oscar adayı seçildi.
Kuzeyin Kovboyları: Aki Kaurismäki Kısaları
Rocky VI, 1986
35mm, 8’, Siyah Beyaz
Özgür dünyayı savunan Rocky, Sibiryalı boksör Igor’a karşı dövüşür ve kaybeder.
Tellerin Arasında (Thru the Wire), 1987
35mm, 6’, Siyah Beyaz
Nicky, Alabama ve Utah arasında bir yerde, gelecek bir zamanda, hapishaneden kaçar. Barlarda ve otellerde dolaşarak kız arkadaşını aramaya başlar. Yeni özgürlüğü süresince gözlemlediği tek şey, insanlık kültürünün geleceğinin kimsenin umurunda olmadığıdır.
Zengin Küçük Kaltak (Rich Little Bitch), 1987
35mm, 5’, Siyah Beyaz
Hamlet İş Dünyasında’nın çekimleri sırasında Melrose, “Rich Little Bitch” adlı şarkıyı seslendirir.