Ekim ne bitmez bir aydı!
En sevdiğim ayken, en mutlu olduğum, en sinirlendiğim, en üzüldüğüm olayların yaşandığı bir ay olma özelliğine de sahip oldu 2011 yılı için. Neyse ki bitti.
Çok geç kaldığım için bu post’u yazmakta her şeyden kısa kısa bahsedeceğim 🙂
Geçen ayın ilk haftasının sonlarına doğru WWF Türkiye’deki işimden istifa ettim ve bir süre dinlenmeye karar verdim. İstifamın akşamında kardeşimle birlikte Jolly Joker’e Fettahcan’ı dinlemeye gittik. Yine bir VIP rezilliği yaşadık. Balans’a her gittiğimde bunu yaşayıp bir daha gitmeyeceğim diye kendime söz versem de yine gittim, yine aynısını yaşadım. Her önüne gelenin tanıdıgının alındıgı bir alansa VIP, o zaman oraya ekstra ücretli bilet satmayacaksin. Stand satmayacaksın. Böyle rezillik yaşatmayacaksın. Mekan hakkındaki düşüncelerim bunlarken, daha önce sadece Gülben Ergen konserlerinde canlı olarak dinlediğim, fakat Sedef’in hayranlığından dolayı evde sık sık dinlemek zorunda kaldığım Fettah Can, gerçekten çok iyiydi. Güzel eğlendik.:)
Bienal’i gezdim bir arkadaşımla istifa ettğim hafta sonu. Çok keyifli vakit geçirdik. Bu seneki Bienal’i ikimiz de beğenmedik, çıktık Gölge’de şarap içip peynir yedik 🙂
Sonraki hafta Digital Age konferansı vardı, ona katıldım. Zaten onun hakkında ayrıntılı bir yazı yazmıştım.
Konferansın olduğu gün uzun zamandır aramın bozuk olduğu ama çok değer verdiğim ve sevdiğim bir arkadaşımla barıştık. Bu beni en mutlu eden olaydı. Hatta son ayların en mutlu eden olayıydı.:)
Sonra bir başka mutlu eden olayı da aslında aylar önce almam gereken master diplomamı almamdı 🙂 O gün annemle beraber diplomamı kutladık. Çok güzel vakit geçirdik.
Bu seneki wish list’imde bu diplomayı almak da vardı. O post’u da güncelleyeyim bari unutmadan diplomayı almışken. 🙂
Sonra hazır istifa etmişken, spor salonuna daha çok gideyim dedim. Gittim de. Ama spor yaptım diyemem çok fazla, daha çok keyif yaptım diyebilirim. Astoria Luxury Spor Salonu’na gidiyorum ve havuzunu gerçekten çok seviyorum. Hafta içi gündüz saatlerinde kimse olmadığında gittiğim için de çok huzurluydu.
Bütün bunların dışında, arkadaşlarıma bol bol zaman ayırdığım ve çok gezdiğim bir ay oldu benim için. Şimdi Kasım’ı yazmakta sıra. Bu aralar çok boşladım blog’u, bu hafta sonu bari biraz güncellemeye yarasın 🙂