Bu yaz tatile çıkamamanın acısını o kadar çok yaşadım ki…

Benim gibi 26 senedir her yaz, hemen hemen bütün yazını tatilde geçiren biri için çook zordu.

İşe yanlış bir zamanda başlamışım. 🙁 Neyse ki, Ağustos ayı Ramazan’a denk geldi ve içime bir nebze olsun su serpildi.

Bu ay, iki hafta sonunu geçtiğimiz ay evlendirdiğimiz arkadaşım Senem’de geçirdik. Ekip süper olduğu için çok eğlendik.

Sonra bu ay benim doğum günümdü. Sevenimi sevmeyenimi, düşünenimi düşünmeyenimi öğrendim.

Umarım bundan sonra onlara ben de onların bana davrandığı gibi davranmayı başarabilirim.

Neticede, insanın ailesi gibisi yok!.

Bir de ofiste kutladık doğum günümü onu atlarsam olmayacak.

Bildiğiniz gibi Coca -Cola olmadan yapamayan biriyim, tam bir Coca -Cola bağımlısıyım. Ve Coca-Cola Koleksiyonerler Kulubü üyesiyim. Çok güzel insanlarla tanıştım kulüp sayesinde. Sene içinde birçok etkinlikte bir araya geliyoruz ve bu sene de beraber geleneksel iftarımızı yaptık Ramazan sebebiyle.

Ve bu ay en çok gittiğim etkinlik sergilerdi. Bir sürü sergiye gittim. Arter’deki Patricia Piccinini sergisi ve Deniz Gül’ün sergisi, İstanbul Modern’de Steve McCurry’nin Son Kodachrome Filmi sergisi ve Lale Tara’nın Masum Suretler sergisi… Onlar da bir sonraki post’un konusu.

🙂