Doğduğu günü hatırlamıyorum, çünkü 20 aylıkmışım. 20 aylık dediğimi duysa yine kızar, neden 2 yıla yuvarlamıyorum, neden bu kadar ayrıntıcıyım diye. Çünkü seneler boyu “Aranızda kaç yaş var?” sorusuna “20 ay” diye cevap verdim ben. 🙂
Doğduğu günü hatırlamıyorum ama ondan sonraki her anımızı hatırlıyorum. En yakın arkadaşım hep o oldu. Gittiğimiz tatillerde hiçbir zaman arkadaş aramak zorunda kalmadık biz. Herkes gelip, bizimle arkadaş oldu. Bir örnek kıyafetler giyerek çıksak da hayatın karşısına, aynı evde her anımızı birlikte geçirsek de biz birbirimizden çok farklı olduk… Hep aynı yönden bakmasak da hayata hep beraber baktık. Birbirimizi tamamladık, göremediğimiz şeyleri gösterdik birbirimize farklı bakış açılarımızla.
Bugün bana sorsalar hayattaki en büyük şansın nedir diye, “bir kız kardeşe sahip olmak” derim. Kardeş sahibi olmak çok güzel bir şey. Ama benim ekstradan bir şansım daha var, bu kadar yakın yaşlarda ve bu kadar iyi anlaşabildiğim bir kardeşim olması. Vee, bu birinin Sedef olması…
Aslında ben kız kardeşten öte duygular hissediyorum çoğu zaman, annem gibi davranıyorum. Tartışmalarımız da eksik olmuyor aslında güllük gülistanlık değil her şey, her zaman. Ama tadı tuzu da bu oluyor. Zaten uzun da sürmüyor, ben hemen barışıyorum, dayanamıyorum onunla küs kalmaya. Ondaki keçi inadını da kırıyorum böylece, yoksa gerçekten kızdı mı yanına yaklaşılmaz. :)bkz. üstteki foto.:)
Doğduğu günü hatırlamıyorum ama bana bugüne kadar hissettirdiklerini çok iyi hatırlıyorum. İlkokula başladığım gün, yukardaki fotoğraftaki hislerimi hatırladığım gibi… Hala her anımda yaşıyorum biliyorum. Bir gün görmesem özlüyorum, bir gün içinde telefonla konuşmasam arıyorum. Mümkün olsa canımdan can veririm, birisi canını sıksa -izin verse- o kişiye dünyayı dar ederim. Çünküüü o benim en değerlim, baby sister’ım, pıntırık burunlum, her şeyim…
İyi ki doğmuşsun miniğim!
İyi ki varsın!!!
Seni çoook seviyorummmm!
Hepp gül, gülmek sana çok yakışıyor 🙂
Bunu beğen:
Beğen Yükleniyor...
İlgili