Sanırım kampanya başladığında bu yazıyı yazmış olsam, bu kadar içten, bu kadar farkında yazamazdım… Ama Hatay’ın Reyhanlı ilçesinin Çakıryiğit Köyü’nde gördüklerim ve yaşadıklarımdan sonra bu satırları yazmak daha anlamlı benim için.
Hemen hemen bir yıl olacak Gülben Ergen’le tanışalı. MediaCat dergisinde çalıştığım sıralarda dergi için röportaj yaptığım sırada tanışmıştık. Tanışmamızdan birkaç ay sonra “Çocuklar Gülsün Diye” adlı bir sosyal sorumluluk projesine başladı. İlk başlarda karşılaştıkları zorlukları, izinler alınması için verilen uğraşları, tam anlamıyla içinde olmasam da bi adım dışından sürekli takip ettim.Gerçekten büyük bir emek sarfediliyordu, çocuklar için, çocuklar gülsün diye…
Çok tepki çekti, çok eleştirildi kendi reklamını yapıyor diye… Ama o pes etmedi, takmadı söylenenleri. Çünkü kendisi de bir anneydi ve çocuklar için okul öncesi eğitimin önemini anlatmaya kararlıydı. Bu işi de daha önce yaptığı işler gibi sahiplendi, her adımını takip etti. Ve bir senede yapılması gereken anaokulları, 8 ay bitmeden tamamlandı. Tabii burda onunla birlikte yola çıkan Elvan Oktar’ın, Çocuklar Gülsün Diye ekibinin-özellikle Meral ve Betül’ün-, tüm Gülben Ergen fanlarının ve gönüllülerin emeği, desteği yadsınamaz.
Yediklerimiz içtiklerimiz bize kalsın (gerçekten herkes çok ilgiliydi ve çok güzel ağırlandık), ben daha çok oradaki ortamdan bahsetmek istiyorum. Hiçbir şey İstanbul’dan göründüğü gibi değil, onu farkettim öncelikle. Oradaki hayatların ne kadar zor olduğunu, birilerinin yardımına ne kadar ihtiyaçları olduğunu…
Benim Anadolu’da gittiğim en uzak nokta Hatay’dı. Oradan ötesini bilmiyorum. Çakıryiğit köyüne gidince aklıma küçükken okulda öğrendiğimiz “Orda, bir köy var uzakta… O köy bizim köyümüzdür…” şarkısı geldi. Tam da gidip görmediğimiz, bilmediğimiz yerleri, bizim insanlarımızı, onlarla nasıl farklı hayatlar sürdüğümüzü ve ne kadar şanslı olduğumuzu hatırlattı bana. Uzatılan bir elin onlar için ne kadar önemli olduğunu gözlerimle görmüş oldum.
O kadar candan, o kadar içtenlerdi ki… Bizim için danslar, gösteriler hazırlamışlardı. Hepsinin gözleri etrafa merakla ve mutlulukla bakıyordu. Beni en çok etkileyen sahnelerden biri, okulun açılışı yapılırken içeri aldığımız miniklerin ayakkabılarını çıkarıp da içeri girmeye çalışmalarıydı. Ayakkabılarla girmelerini söyleyip, ellerinden tutarak sınıflara götürmek ve o bakışları görmek tarif edilemez bir mutluluktu. Böyle bir duyguyu yaşamak, başkalarını mutlu etmek çok anlamlı. Ve “Çocuklar Gülsün Diye” bu yüzden altı anaokuluyla kalmayacak, yeni okullarla devam edecek.
Ne mutlu bana ki, ben de bi’ ucundan da olsa “Çocuklar Gülsün Diye” onlarlaydım. Bundan sonra da onlarla olmaya devam edeceğim. Tabii bütün bunlar ne diye? “Çocuklar Gülsün Diye” 🙂
Çocuklar Gülsün Diye 🙂
Turkcell abonesiyseniz 1234’e :)Vodafone abonesiyseniz 2345’e 🙂 yazıp bir SMS yollar mısınız?
Hesap numaralarına minicik de olsa bağış yapar mısınız?
Banka : Garanti
Şube Kodu : 395
TL Hesap No : TR97 0006 2000 3950 0006 2111 11
Euro Hesap No : TR54 0006 2000 3950 0009 0111 11
Dolar Hesap No : TR27 0006 2000 3950 0009 0111 12
Yurt Dışı Gönderileri İçin Swift (Bic) Kodu: T.G.B.A.T.R.İ.S.395