Cumartesi gününü evde geçirdikten sonra dışarda güneşli havayı görünce, daha fazla dayanamayarak annem ve kızkardeşimle kendimizi dışarı attık. Evden çıkana kadar üç tane mont değiştirdim. Güneşe aldanarak yağmurluk veya ince mont giymeye kalkışsam da annem tarafından engellenerek daha kalın bir kaban giymekte karar kıldım 🙂
Kız kıza bir sinema alışveriş günü yapalım dedik birlikte. İlk hedefimiz Alice in Wonderland’ti. İnternetten bilet almaya çalışsam da hep bir sorun çıktı. Nitekim alamadım. Önce Cevahir’e gittik. Sedef’in tabiriyle sanki bedava bir şey dağıtılıyormuş gibi bir kalabalık vardı. Çok kalabalıktı, çoooookk.. Tabii ki yer bulamadık. Akşama kadar hiçbir seansta yer yoktu. Oradan vakit kaybetmeden Kanyon’a geçiş yaptık. Kanyon’da da hiçbir seansta yer yoktu. Daha fazla kendimizi kasmayalım ve en iyisi alışveriş yapalım dedik. Taksim’de bize katılan Ayşe’yle birlikte önce güzel bir yemek yedik. Ardından pasaj pasaj, mağaza mağaza dolaştık. Ama resmen donduukkk! Güneşe aldanıp, benim gibi annesini dinlemeyip yağmurluğuyla çıkan çok sevgili kızkardeşim ve çok sevgili arkadaşım daha da çok üşüdüler 🙂 Boşuna dememişler anne sözü dinleyin diye :))
Günün sonunda Filicori’de yaptığımız kahve-tatlı keyfinden daha da tatlısı sohbetimizdi. En yakın arkadaşlarım annem ve kız kardeşimle vakit geçirmek gibisi yok. Ama bugün Ayşe’nin de bize katılması ekstra bir keyif oldu.
Ama hafta sonu bitti. Yarın pazartesi. Bir sürü iş beni beklerr. Alice in Wonderland’te hafta içi izlenecek artık. Tim Burton ve Johnny Depp bir arada. En sevdiğim. Kaçmaz bu artık.