Ece’nin Vizörü

Bu hafta sinemalar açısından çok zengin bir hafta değil, sadece dört film var gösterime giren. Ama zaten bir haftada gösterime giren bütün filmleri izleyemediğimize göre, seçim yapmak daha kolay olacak. 

 

İlk filmimiz Kolpaçino. Şafak Sezer, Aydemir Akbaş, Ali Sürmeli ve Hakan Ural başrollerde. Bir aksiyon-komedi filmi olan Kolpaçino, birbirine kenetlenmiş 7 kişinin bir günde başına gelenleri anlatıyor. Çok başarılı olmayacağını düşünüyorum ben bu filmin. Şafak Sezer sever biri de olmadığım için ilgimi çekmiyor. Film eleştirilerine de baktığımda filmin ya çok beğenildiğini ya da tam tersi vasatın altında bulunduğunu gördüm. Açıkçası çok vaktiniz varsa ya da Şafak Sezer – Aydemir Akbaş ikilisini izlemek istiyorsanız gidin diyebilirim. 
   
   
Dread-Korku, adından anlaşılacağı gibi bir korku filmi. Film korku romanı yazarı Clive Barker‘ın bir kısa hikayesinden uyarlanmış ve yönetmeni Anthony Di Blasi‘nin ilk yönetmenlik deneyimi. Üç üniversite öğrencisinin korku kavramı ve insanların nelerden korktukları üzerine çalıştıkları projeyi konu alan film şöyle gelişiyor: Stephen, yeni tanıştığı ve evinin alt katında tek başına yaşayan Quaid’in teklifiyle projenin içinde olmayı kabul eder. Stephen’in sınıf arkadaşı güzel ve sempatik Cheryl de projeye katılır ve üçlü insanlarla en karanlık korkuları hakkında röportajlar yapmaya başlarlar. Sıra üçlüye geldiğinde genç öğrenciler yaptıkları konuşmalarla içlerindeki en karanlık korkuları ve sırları keşfedeceklerdir. 
Bu hafta gösterime giren ikinci korku filmi bir Türk yapımı: Konak. Başrollerde Paşhan Yılmazel, Sevil Uyar, Damla Debre ve Almeida Abazi‘yi görüyoruz. Konu şöyle: 6 üniversiteli arkadaş, hocalarının verdiği kültür mirası projeleri ödevi için Safranbolu’ya gelirken arabaları bozulur, karşılarına yardım edecek biri çıkar. Fakat bu kişi pek de güven vermeyen biridir. Aksilikler ard arda gelmeye başlar. Rezervasyonlarının iptal edildiğinin öğrenirler ve kalacak yer nerdeyse yok gibidir. Buldukları boş bir konağa yerleşirler. Baştan her şey güzeldir ama saatler gece yarısına yaklaştıkça sıra dışı şeyler olmaya başlar. Klasik bir Amerikan korku filmi senaryosu bence. Film ne kadar başarılı olur izlemeden bir yorum yapamıyorum.

Son filmimiz Michael Jackson’s This Is It! Michael Jackson‘ın Temmuz ayında Londra’da, “This Is It” adı altında yapmayı planladığı fakat maalesef aramızdan ayrılarak tüm hayranlarını üzmesinin ardından, bu konserlerin Staples Center’da yapılan provalarının görüntüleri seyirciye sunuluyor. Müzikal tadında harika bir belgesel izleyicilerle buluşuyor. Bu hafta için benim favorim bu. Herkese iyi seyirler diliyorum. Haftaya görüşmek üzere.

Bir cevap yazın

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.