Sinemalar açısından çok zengin bir program var yine bu hafta. Haftanın etkinliği ise, Olivier Hirschbiegel, Michael Haneke, Johnnie To, Costa Gavras gibi usta sinemacıların merakla beklenen son yapıtlarını izleyiciyle buluşturan Film Ekimi.
Film Ekimi’nde ilk filmim, Che 1- Arjantin‘di. Efsanevi Marksist devrimci Ernesto Che Guevara’nın yaşamını belgelere dayanarak canlandıran iki bölümlü bu film, yedi yıl boyunca takıntılı bir araştırmasürdüren Benicio Del Toro ve Steven Soderbergh‘in ortak yapımcılığı sonucu ortaya çıkmış, son derece özenli ve büyük bir proje. İkinci filmim ise Costa-Gavras‘ın Eden is West (Cennet Batı’da) adlı filmiydi. Ve uzun zamandır izlediğim en keyifli filmlerden biriydi. Ne zaman gösterime girer bilinmez ama mutlaka izlemenizi öneririm. Zaten o zaman geldiğinde de bunu hatırlatırım. Cumartesi günü ise iki filme gidiyorum. Che belgeselinin devamı Che 2- Gerilla ve Polytecnique. İstanbul’da yaşıyor olmamız nedeniyle festivallerden çok güzel bir şekilde beslenebiliyoruz. İKSV bu konuda çok güzel çalışıyor. Ben de fırsat bulduğumca festival ve sergilere gidiyorum. Film Ekimi‘nin yanında 8 Kasım’a kadar devam edecek Bienal sergilerini de gezmenizi öneririm. Toplamda 141 işin sergilendiği Bienal, Antrepo:3, Tütün Deposu ve Feriköy Rum okulunda. Fakat Antrepo’yu gezmeniz sizin için yeterli olacaktır. Çünkü işlerin çoğunluğu orada sergileniyor.
Gelelim bu hafta sinemalarda neler olduğuna, 6 yeni film vizyona giriyor… Kana Susadım, Kanal-i-zasyon, Fame, İki Dil Bir Bavul, Melekler ve Kumarbazlar ve Casus Kızlar. Kana Susadım, Megan Fox’un oynadığı, tanıtım yazısında gerilim yazan ama hiç de gerileceğimi sanmadığım, konusunun da klasik olduğu bir film. Casus Kızlar ise Türkçe seslendirmesini Melisa Sözen, Bergüzel Korel ve Cansu Dere yaptığı bir çizgi film. Fame; aynı ismi taşıyan 1980 yapımının yeniden yapılmış bir versiyonu olarak karşımıza çıkıyor. Kevin Tancharoen yönetmenliğindeki bu müzikal filmin mi yoksa orijinal versiyonun mu daha iyi olduğuna film gösterime girdikten sonra karar vereceğiz. Geri kalan üç film ise Türk yapımı filmler. Bu üçlü arasından en başarısız gördüğüm film Melekler ve Kumarbazlar. Cem Davran, Alp Korkmaz, Bülent Şakrak ve Nail Kırmızıgül‘ün başrollerini paylaştığı film, 19 Ağustos 1999 depreminden sonra Adapazarı’nda dört yakın arkadaşın yaşadığı travmaları, geleceğe dair umutlarını, arayışlarını ve tutkularını anlatan, gerçek bir yaşam hikayesi.Kanal-i-zasyon ise başrolünde Okan Bayülgen‘in olduğu ve merakla beklenen bir film. Bir Televizyon kanalı olan Kanal-İ’de geçen olayların ve komik televizyon programlarının yer aldığı komedi filmi her kesimden insanı güldürme iddiasını taşıyor. Diğer başrollerde ise , Erol Günaydın,Hakan Yılmaz ve Hakan Bilgin‘i görüyoruz. Filmin konusu kısaca şöyle, KANAL-İ’nin bulunduğu binada cam silme görevi yapan saf bir cam silici olan İmdat Bayram’ın (Okan Bayülgen) televizyon izleme merakı, sonunda onu kanalın başına kadar getirecektir. İmdat Bayram, sürekli televizyon seyreden birisidir. Tesadüflerin birbirini kovalaması ile Kanal-İ’nin eski Genel Müdürü Berk Yalçın’ın yerine (Hakan Yılmaz) kanalın başına geçer. İmdat’ın kanalın başına geçmesiyle birlikte, Kanal-İ yaptığı televizyon şovları ile ülkenin gündemine oturur ve reyting rekorları kırmaya başlar. Herkes Kanal-İ ve programlarını konuşmaktadır. İmdat Bayram ve ekibinin yaptığı bazı televizyon şovlarının adları ise şöyledir; “Hayvanım Olur musun?”, “Yüzüne Tükürülecek Adam”, “Tele Mahalle”, “Kim 500 Tokat İster?”, “Uzun Eşşek”, “Tuvaletteyiz”, “Boş musun Dolu musun?”, “Asabiyet Meydanı…”
Bu hafta vizyona giren filmlerden benim favorim İki Dil Bir Bavul. Film, üniversiteden yeni mezun olmuş ve uzak bir Kürt köyüne atanmış Türk öğretmenin bir yılını, onun okula yeni başlayan ve Türkçe bilmeyen çocuklarla yaşadıklarını anlatıyor. Filmde, bir yıl boyunca öğretmenin farklı bir topluluk ve kültür içindeki yalnızlığına, çocuklar ve köylülerle yaşadığı iletişim problemine, çocuklardaki değişime tanık oluyoruz.
Vee, son olarak geçen hafta vizyona giren ve bir hafta içerisinde izleyici rekoru kıran Nefes: Vatan Sağolsun. (Bu filmden bahsetmesem olmazdı.) IMDB’den 10 üzerinden 9.5 alarak büyük bir başarı göstermiş. Çünkü IMDB’den böyle bir puan almak her filmin harcı değildir. Başrollerde İlker Kızmaz, Mete Horozoğlu, Birce Akalay, Banu Çiçek ve Barış Bağcı var. Filmin konusu ise şöyle: Büyük çaplı bir sınır ötesi operasyonun başlamasıyla, telsiz röle istasyonunun bulunduğu Karabal Jandarma Karakolu’nun önemi daha da artmıştır. Çünkü operasyona katılan birliklerin haberleşmesi artık bu röle istasyonu ile sağlanacaktır. Güneydoğu’da Irak sınırına yakın bir ilçedeki Komando Tugayı’nda görevli Yüzbaşı ve emrindeki askerler, tipi ve karla mücadele ederek iki gün süren intikalin ardından karakola ulaşırlar. Karakolda bulunan Jandarma askerleri ile birlikte geçirdikleri günlerde acıyı, sevinci ve hasreti paylaşırlar; son güne kadar karakolu ve telsizi koruma görevlerini yerine getirmek için mücadele ederler. Son zamanlarda yapılmış en etkileyici filmlerden olan Nefes: Vatan Sağolsun, izleyicilerini de çok etkiliyor. Filmden ağlamadan çıkana pek rastlanmıyor.
Bu haftalık da bu kadar.